16 Ağustos 2011 Salı

-Başlangıç-

                                               (unutmayın ki bu yazılanlar yapılan derin araştırmalar gözlemler veya deneyler sonucu değil tamamen yazan kişinin saçma
fantezilerinden ortaya çıkmıştır)


ilk önce herşey toz ve gaz bulutuydu. sonra bu toz ve gaz bulutu patladı ve bu patlama o kadar popüler oldu ki her tarafa
yayılmaya başladı. peki başlangıç buysa, toz ve gaz bulutunun başlangıcı neydi? şimdi bir tahmin yapıp bütün bu yazıyı o
tahmin ışığında okuyalım.:
 'başlangıç olmayan bir karanlıktı ve bu olmayan karanlığın olmayan bilinci sırf muziplik olsun diyerek bir evren tasarladı.
 ancak olmayan bilinç bir yerlerde yaptığı hesap hataları yüzünden işler istediği gibi gitmedi.bunun sonucunda
 (ki epey dolaylı yollardan geçerek) kendi başına düşünen bir canlı türü ortaya çıktı. biz bu canlıya insan
 adını veriyoruz.'

peki bilinçsiz karanlık yani diğer adıyla başlangıç, yaptığı muziplikler sonucunda insanların ortaya çıkacağını tahmin
etseydi bunu yine de yapmak ister miydi bunu bilemiyoruz. ancak kendi başına düşünme yeteneği bir çok sorunun da başlangıcını
oluşturmaktadır diyebiliriz. düşünmek düşünebilmek önemli bir özellik olduğu gibi zararlı bir özellik te olabilir. sadece
düşünerek çok önemli bir yere veya önemsiz bir yere veya kötü bir yere gelebilirsiniz. sonsuz düşünme gücü işte insani insan
yapan budur. düşünme gücüne örnek vermek gerekirse; bir dağı düşünerek yerinden oynatabilirsiniz. düşünerek denizi
kurutabilir, veya uçabilirsiniz. evet düşünce bunların hepsini size sağlar. düşünerek bir araç tasarlarsınız bunu kağıda döker
planlarını çıkarırsınız. onu işler hale getirmek için hammadeleri işlersiniz. işlenen hammaddeleri istediğiniz kalıplara
şekillere sokup daha fonksiyonel hale getirirsiniz. en sonun da planda ki bütün adımları attığınız anda parçaları birleştirir
ve onu uçurursunuz. onu kullanıp uçarsınız. ve bunu düşünerek yaparsınız.ama düşünmek düşünebilmek bir lanettir. nice gençler
sırf düşündükleri için çeşitli dertlerle uğraşmak zorunda kalmışlardır. en iyisi biz düşünmeyelim ve bu düşünme konusunu burda
kapatalım.

şimdi bu evren çok büyük değil mi? evet büyük. peki 'bilinçsiz karanlık' ve yaptığı muziplikleri sadece insanları mı ortaya
 çıkarmıştır?
zannetmiyorum. elbette başka bilinç düzeyinde canlı veya cansız şeyler de ortaya çıkmıştır. bu canlı veya cansız arkadaşlar zaman
zaman dünyamızı ziyaret ederler. ve bizi bazen doğru bazen yanlış yollara yönlendirirler. ilerleyen konularda bu dışdünya
arkadaşlarından zaman zaman bahsedicem.

eski bir günceden

galaksinin uzak bi köşesinde
bi yıldız varmış
yerinde duramayan
çok fazla sıkılmış bu yıldızcık
bi gün
merak etmiş
dünyayı
orda yaşayan insanları
çok özenirmiş onlar gibi olmaya
yaklaşmış dünyaya
bakmış
bakmış ki özenilecek hiç bişey yok
atmış kendini atmosfere
yanarak aşağıya inmiş
ölüp gitmiş zavallı
galaksinin birinde
bi dünya varmış
içinde insanlar olan
insanlarına çok özenilen
bu dünyada
iki sevgili yaşarmış
bir gece
oturup izlerlerken gökyüzünü
bir yıldız kayması
görmüşler
hemen dilek tutmuşlar
geleceğe dair
sonra bu iki sevgili
sarılmışlar birbirlerine uzun uzun
yaşarlarken son gördüğümde evlenmişlerdi
sordum
tuttukları dilek neydi diye
beraber ölmek dediler!
o an onlara sonsuz yaşam gücü vermek geldi içimden ama bilindiği gibi doğanın dengesine karışmak benim işim değildi ancak beraber ölmelerini sağladım onların hala diğer tarafta ziyaretlerine giderim orda da beraberler Sonsuz varlık düzlemimde. ben aşkı yarattım ama aşkın sonuçlarını yaratmamiştım. ama pişman değilim ne kadar acı çekerse çeksin insancıklar bi o kadar belki ondan daha fazla mutlu oluyolar benim yarattığım aşk sayesinde bu sayede benim varlık düzlemime gelip benimle beraber Sonsuza kadar mutlu yaşıyolar. iyi ki yaratmışım aşkı iyi ki...